11 Şubat 2009 Çarşamba

Agustosböceği İle Karınca

Ağustosböceği bütün yaz

Saz çalmış, türkü söylemiş.

Karakış birden bastırınca

Şafak atmış zavallıda;

Bir şey bulamaz olmuş yiyecek:

Koca ormanda ne bir . kurtçuk, ne bir sinek.

Gitmiş komşusu karıncaya:

— Aman kardeş, demiş, hâlim fena; Bir şeycikler ver de kışı geçireyim. Yaz gelince öderim,

Hem de faizi maiziyle; Ağustosu geçirmem bile. Ödemezsem böcek demeyin bana. Karınca iyidir hoştur ama Eli sıkıdır: Can verir, mal vermez.

— Sormak ayıp olmasın ama, demiş; Bütün yaz ne yaptınız?

— Ne mi yaptım? demiş ağustosböceği; Gece gündüz türkü söyledim;

Fena mı ettim sizce?

— Yoo, demiş karınca, ne mutlu size; Ama hep türkü söylemek olmaz; Kışın da oynayın biraz.

29

KARGA İLE TİLKİ

Bay karga konmuş bir dala Koca bir peynir ağzında. Tilki kokuyu almış gelmiş:

— Günaydın, Sayın Karga, demiş; Bu ne güzellik böyle: Bakmaya doyamıyorum size.

Şu tüylere bakın, pırıl pırıl;

Sesiniz bilmiyorum nasıl;

O da renginiz kadar güzelse

Ne yalan söyleyeyim

Bu ormanda güzel yoktur üstünüze.

Karga bu sözlere bitmiş:

— Şuna bir gak diyeyim de ses görsün, demiş; Gak der demez peynir düşmüş, tilki yutmuş.

— Kara bayım, demiş kargaya; Şu sözümü hiç unutma, Kaptırdığın peynire değer: Her dalkavuk çıkarı için över, Yüzüne güler, peynirini yer. . Karganın aklı gelmiş başına

İş işten geçtikten sonra.


Lafonten Hikayeleri La Fonten Hikayeleri Fabl Hikayeleri
Jean de La Fontaine

Hiç yorum yok:

Powered By Blogger